Nasreddin Hoca'ya sormuşlar:
"Hocam, cenaze töreninde bir tabutun neresinde gitmek gerekir."
Nasreddin Hoca da soruyu sorana şöyle der:
"İçinde gitme de, neresinde gidersen git."
Kimi
insanlar olmayacak hevesler peşinde koşup durur. Nasreddin Hoca
böylelerine ders vermek istemiş bir gün. Elinde koca bir bakraç yoğurt
mayasıyla gölün kenarına gelmiş. Başlamış kaşık, kaşık dökmeye : - Ne yapıyorsun Hoca ? demişler. - Göle yoğurt mayası çalıyorum, demiş kıs, kıs gülerek. - Olur mu demişler, göl yoğurt mayası tutar mı hiç ? Hoca cevabı yapıştırmış tabii. - Ya tutarsa...
Hoca,
bir gece gürültüyle uyanmış. bakmış, bir hırsız eşyaları topluyor.
adamdan korkmuş. sesini çıkartmamış. ama peşine de düşmüş. az sonra,
durumu fark eden hırsız, kızgınlıkla sormuş:- beni neden takip ediyorsun
bakayım? hoca, sakin, pişkin yanıtlamış.- taşıdığın evin sahibiyim de.
Bir gün Nasreddin Hoca eve doğru yürüyormuş, bir arkadaşı arkadan
seslenmiş "aman hoca gördün mü biraz önce geçen helva kazanı ağzına
kadar doluydu". Hoca istifini bozmadan "bana ne" demiş. Arkadaşı, "ama
hoca helva kazanı sizin eve gidiyordu, buna ne dersin?" demiş; hoca yine
istifini bozmadan "o zaman sana ne?" demiş.
Adamın birisi hocaya sorar:
- Nuh ‘un gemisine zeytin dalını ağzında getiren güvercin erkek miydi ? dişi mi ?
Hoca cevap verir:
- Tabiki erkekti. Eğer dişi olsaydı, ağzını o kadar kapalı tutamazdı.